Views: 11

Haşereler Hakkında

ZARARLILAR  HAKKINDA  GENEL  BİLGİLER

Amerikan Hamam Böceği Erginlerin boyu 2,5 – 4 cm. boyunda, kırmızımsı kahve renkli olurlar. Yumurta paketlerini duvar kenarlarına bırakırlar. Uygun şartlarda bir dişi hayatı boyunca 30 – 60 arasında yumurta paketi bırakır. Haşereler hakkında yumurta paketleri içerisinde genellikle 16 adet yumurta bulunur. Yumurta paketlerinin açılma süresi 6 – 12 hafta sürer. Nimflerin ergin hale geçme süresi sıcak yerlerde ve gıdanın bulunduğu yerde 4 – 5 aydır. Erginlerin ömürleri 1 yıl olup, serin yerlerde 2 yıla kadar çıkabilmektedir.

Alman Hamam Böceği 1.5 – 2 cm

boyunda, açık sarımsı kahve renkte olurlar. Yumurtalarını yavru çıkıncaya kadar vücudunda yumurta kesesinde taşırlar. Uygun şartlarda bir dişi hayatı boyunca 4 – 12 arasında yumurta paketi bırakır. Yumurta paketleri içerisinde 35 – 45 adet yumurta bulunur. Yumurta paketleri 31 0C’de 16 günde açılır. Nimflerin ergin hale geçme süresi sıcak yerlerde ve gıdanın bulunduğu yerde 1 – 1,5 aydır. Alman hamam böceklerinin çok yaygın olmasının nedeni , üreme yeteneğinin hızlı olmasıdır. Erginlerin ömürleri sıcak ortamlarda 3 – 4 ay, serin yerlerde ise 5 – 8 ay kadardır.

Yaşam Şekilleri

Bu türler ev, lokanta, fırın, otel, hastane, gıda depoları, kütüphane, büro, ve seralarda bulunurlar. Haşereler hakkında bu yerlerin mutfak ve kilerlerinde görülürler. Ayrıca gıda artıklarının bulunduğu yerlerdeki delik ve çatlakların içinde; banyodaki çamaşır dolapları, mutfaktaki ekmek dolapları ve çekmecelerin içinde; kâğıt ve kitap raflarında; lavabo banko altlarında, kanalizasyon sistemi ve bodrum gibi rutubetli ortamlar ve sıcak kalorifer kazanlarının bulunduğu, su borularının geçtiği bölgelerde görülürler.

İnsan sağlığına ve çevreye verdikleri zararlar

İnsanların bilhassa gıda maddelerine ve eşyalarına zarar verirler. Asıl zararları; bunlar üzerinde bıraktıkları pislikler, lekeler ve kokular olur. Böceklerin bulaşmasına maruz kalmış gıda maddeleri yıkansa veya pişirilse bile bu koku kaybolmaz. Haşereler hakkında Bu koku böceğin karın kısmında bulunan bir guddenin ifrazatından ileri gelmektedir.

Gıda maddeleri direkt sağlığımızla ilgisi bulunan kıymetlerdir. Birimlerinizde bulunan zararlılar, gıda maddelerinde geri dönüşü olmayan zararlar meydana getirirken aynı zamanda bu türlerin asıl zararları olan, vücutlarına ve ağızlarına bulaştırdıkları çeşitli hastalık etmenlerini insanlara ve hayvanlara taşımasıdır. Bu sebeple bu böceklere minör zararlılar gözüyle bakmak doğru değildir. İnsan ve hayvan sağlığı bakımından çok önemli sayıldıkları için bunlara karşı muhakkak şekilde mücadele uygulanması gerekir.

Bunlardan ayrı olarak, patojen ve simbiyotik olan 45 tür bakteri, 40 tür fungus, 6 tür maya, 90 tür protozoa ve 45 muhtelif tür solucan’ında bu böceklerle ilgili olduğu halen tespit edilmiş durumdadır. Bu verilen rakamların hamam böceklerinin mikroorganizmalarla ne kadar yakından ilişkili ve ne kadar potansiyel bir zararlı olduklarını göstermektedir. Bu haşereler veba, kolera, tüberküloz, dizanteri, tifo, koli, gibi hastalık etmenlerini de bir yerden diğer bir yere taşıyarak, gıda maddelerine bulaştırarak bu hastalıkların insanlarda görülmesine yol açar. Hatta bu zararlıların cüzzam ve kansere sebep oldukları yolunda görüşlerde mevcuttur.

Haşereler hakkında günümüzde zararlılara karşı kullanılan kimyasal ilaçların hemen tümünün hedef zararlıya olan etkilerinin yanında sıcak kanlı canlılara ve yararlı organizmalara da olumsuz etkileri bulunmaktadır. Unutmamamız gerekir ki;

“HERŞEY ZEHİRLİDİR; HİÇ BİR ŞEY ZEHİR DEĞİLDİR, MADDEYİ ZEHİRLİ KILAN DOZDUR” 

AKREPLER 

Tespit Edilen Türler

Buthus gibbosus, Prionurus crassicaudata, Scorpiomaurus fuscus, Euscorpia italicus; Türkiye’de yaşayan akrep türleridir.

Erginlerinin boyu türlere göre değişmekle birlikte çoğunlukla 5 cm.’ dir. Sarı, mavi, kırmızımsı, kahverengi ve siyah renkte olurlar. Karnının son halkasında bir çift zehir bezi bulunan eğri bir iğne vardır. Solunumları trake sistemiyle olur. Canlı doğum yaparlar. Dişileri 20 – 25 kadar yavru yaparlar ve yavrularını bir hafta sırtlarında taşırlar. 3 – 7 defa deri değiştiren yavrular 1 – 4 yılda gelişimini tamamlar ve yıllarca canlı yaşarlar. Örümcekler ve böceklerle beslenirler. Avlarını ağız ekleri yardımıyla yakaladıktan sonra vücutlarının sonundaki zehirli iğne ile sokarak öldürürler. Hayvan kışkırtılmaz ise iğnesini kullanmaz.

İnsan sağlığına ve çevreye verdikleri zararlar

Haşereler hakkındaYiyecek bulma ve korunma amacıyla açık noktalardan bina içlerine girerler. İç alana girdiklerinde elbise, ayakkabı, yatak gibi risk yaratan noktalarda dolaşırlar. Çoğunlukla insanın çıplak eli veya ayağı, temas ettiği akrep tarafından sokulur. Akrep, çok hareketli olan kuyruğunun ucunda bulunan zehir kesesine bağlı iğnesi ile sokar. Akrep zehirlenmesine scorpionizm denir. Küçük türler deriyi delemediğinden arı sokması gibi lokal kırmızılık yapar. Tüm akrepler sokar ancak, çok az türleri hariç, yalnız böcek sokmasına alerjik reaksiyon verenler için tehlikelidirler. Büyük türler ciddi, hatta öldürücü sistemik reaksiyonlar yapabilir. Akrep zehiri berrak ve toksik maddeler içeren renksiz toksalbumindir. Haşereler hakkında zehir, yakıcı ağrı duygusu ve belirgin şişkinlik şeklinde lokal reaksiyon yaratır. İltihap ve ağrı, sokulan yerden uzakça mesafelere kadar yayılabilir. Gentruroides, Prionurus, Buthus, Euscorpia, Scorpia, Tityus cinslerine bağlı türlerin nörotoksik zehiri vardır ve ölüme neden olurlar. Bu zehir sokma yerinde aşırı duyarlılık, bulantı, boğaz kaslarının sertleşmesi, salyanın artması, terleme, dilin kısmi felci, karın bölgesinde kramplar, kusma, rahatsızlık gibi genelleşmiş reaksiyonlar meydana getirirler. Ender olarak solunum felci sonucu ölüm olur. Tüm akrep sokmaları, mümkün olduğu kadar çabuk doktor tarafından tedavi edilmelidir. Akrep tarafından sokulan bir insana ilk yardım olarak turnike ve etil klorür veya su içindeki buz parçaları ile kriyoterapi yapılmalıdır. Bir turnike hemen sokma yerine yakın olarak uygulanır ve sokulan yere buz parçaları konur. Bu arada  bir kaba su ve buz parçaları konarak sokulan bacak veya kol turnikenin takıldığı yere kadar buzlu suya daldırılır. Beş dakika sonra turnike çıkarılır; fakat sokulan kısım en az 2 saat daha buzlu suda tutulur.

AKREP MÜCADELESİ

Akrepler yumurtalarını açılana kadar vücutlarında taşıdıkları için mücadelesi zordur. Akrepler normalde açık havada geceleri beslenmeye çıkarlar. Gün boyunca tahta parçası, kaya altları, rutubetli kalas, enkaz ve yıkıntılarda bulunurlar. İstila edecekleri evlerde rutubetli alanları tercih ederler. Mücadeleye başlamadan önce ilk adım olarak eve yakın yerlerde bulunan harabe gibi bölgelerde titiz bir araştırma yapılmalı, mücadeleye bu bölgelerden başlanmalıdır.

MÜCADELE İPUÇLARI

Bir konutun çevresindeki akrep sayısını azaltmak için, mümkün olduğunca yerdeki yığın, döküntü ve bitkilerden kurtulmak gerekir. Ultraviyole ışık altında tüm akrepler yeşil renkte parlarlar, dolayısıyla akreplerin bulunduğu yerlerde gece yürürken, taşınabilir bu tür bir lamba faydalı olacaktır. İstila durumunda profesyonel hizmet alınması kalıcı çözüm üretmek açısından daha doğrudur.

PİRELER  

Geriye doğru uzayan dikenlerle kaplı, yanlardan iyice basıklaşmış vücutlarıyla dikkat çeken pireler yaklaşık 1 – 10 mm. boylarındadır. Genellikle sarı tonlarında kahverengi, koyu kahverengi ve siyaha yakın koyu renktedirler. Çok güçlü bacakları sayesinde boyundan 200 katı aşkın sıçramalar yapabilirler. Pirelerin hayatı uzundur. Aralarında 1 – 2 yıl yaşayan türleri vardır. Dişi pireler yumurtalarını genellikle barınaklarda, zemin çatlaklarına, hasırların, kilimlerin, halıların altına, tozlu yerlere bırakırlar. Yumurtadan çıkan larvalar organik artıklar ve yetişkin pirelerin pislikleriyle beslenirler. Larvalardan pupalar ve pupalardan yetişkin pireler çıkar. Bu gelişme süresi çevre ısısına ve pire türüne bağlı olarak değişir. 20 – 30 gün olabileceği gibi uygun olmayan şartlarda özellikle pupa dönemi uzayarak gelişme aylarca hatta bir yıl sürebilir. Pire, veba ve endemik tifüs yayılmasında aracıdır. Pirelerin önemli türleri Pulex irritans (insan piresi) ve Xenopsylla cheopis (sıçan piresi) dir.

ZARARLARI

Vücut yapıları konaklarının tüy ve kılları arasında dolaşmaya son derece uygundur. Sıcakkanlı hayvanların kanını emerek beslenir, konakları arasında yer değiştirirken son derece tehlikeli hastalıkları da bulaştırabilirler.

İnsan piresi özellikle derinin en ince olduğu ve yoğun kılcal damar ağı içeren bölgelerine yerleşir. Ağız parçalarının sivri uzantısı deriyi delerek konağının dokusuna iyice yapışır. Şişene kadar kanla beslenen pire daha sonra konağın giysileri arasına ya da yaşadığı çevredeki uygun yerlere gizlenir.

Pire bazen son derece tehlikeli olabilir. Özellikle keme ya da fare piresi denen tür son derece tehlikelidir.  Pirelerin kan emerken bulaştırdıkları hastalıklar arasında vebayla birlikte tifüs ve siper humması sayılabilir. İnsanlarla iç içe yaşayan kedi ve köpeklerde bulunan asalaklar, aşırı ürediklerinde ya da doğal konaklarını bulamadıklarında insanlara da zarar verebilmektedir.

Pire ısırıkları kabarcıklı ve kaşıntılı, döküntü biçiminde kızarıklıklara yol açar. Salgınlar genellikle yaz aylarında ve çocuklar arasında görülür. Pire üşüşen kişilerin hemen yıkanıp giysilerini uygun biçimde temizlemesi gerekir. Kaşıntı giderici ilaçlar deri örselenmesini önleyebilir. Genel temizlik kurallarına uyulmalı, evde beslenen hayvanlar ile bulunulan ortam derhal pireden arındırılmalıdır. Konutlarda temizliğe dikkat edilmelidir. Evcil hayvanlarda sürekli olarak  Veteriner Hekim kontrolünde pire mücadelesi yapılmalıdır.

BİTLER 

Bitler boz renkli, birkaç milimetre uzunluğunda ve yengeci andıran biçimde asalak böceklerdir. Bit yumurtalarından nimfler çıkar. Nimf üç defa gömlek değiştirir ve yetişkin hale geçer. Yetişkin dişiler genellikle 8 – 10 yumurta verirler. Doğrudan dokunma ya da giyecekler aracılığıyla bulaşırlar. Vücut biti tifüs, Baş biti humma ve siper humması gibi hastalıkların yayılmasında önemli rol oynar. Bitlenme ayrıca, şiddetli kaşıntı, aynı bölgenin çok sayıda ısırılmasına bağlı olarak geniş şişlik ve kızartılara neden olur. Enfekte kan emen bit 6 gün sonra enfeksiyon nakledebilir. Enfekte bitlerin hayat süreleri kısadır, genellikle 12 günde ölür.Vücut biti 2 – 4 mm. uzunluğundadır. Giysilerin dikiş yerlerinde ya da uygun kıvrımlarında barınır ve ürer. Deriye yalnızca kan emmek için gider. Yumurtalarını konağın iç çamaşırlarına bırakır.Baş biti 1 – 2 mm. uzunluğundadır. Kan emmediği zaman sıkıca saç diplerine tutunur. Özellikle ense bölgesinde bulunurlar. Zaman zaman tutundukları yerleri bırakıp deriye inerek kan emer, sirke denen yumurtalarını saç diplerine sıkıca yapıştırırlar. Yumurtalar 7 – 8 günde açılarak içlerinden yeni bitler çıkar.Bitlenmiş kişilerin kendileri, giysileri, yatağı, şapkası, başörtüsü ve tarağıyla temas edilmesi birer bulaşma nedenidir. Bitlenmelerle ilgili bölgelerin ince dişli bir tarakla sık sık taranması, bit öldürücü krem ve şampuanların kullanılması gerekir. Ayrıca bitlenen kişinin çamaşırları kaynatılmalı ve yakın ilişkide bulunduğu kişiler de aynı işlemler uygulanmalıdır.

TAHTAKURULARI

Tahtakuruları, saklandıkları yerlerden gece çıkarak kanla beslenen, koyu kırmızı renkte, oval ve basık vücutlu olan, ortalama 4 – 5 mm. uzunluğunda böceklerdir. Kendilerine has tipik  viskiyi andırır  kokuları vardır. İnsanları özellikle vücutlarının örtülü olmayan yerlerinden ısırırlar. 6 – 8 haftada erişkin hale gelerek 200 civarında yumurta bırakırlar. Isırdıkları yerlerde kırmızı, yuvarlak ve sert kaşıntılı lezyonlar oluşur. Duyarlı kişilerde ürtiker, ödem ve kanamalı kabartılar görülebilir. Kaşıntıyla oluşan deri örselenmesi ikincil enfeksiyonları hazırlar. Ender olarak genel alerjik tepkiler ortaya çıkabilir. Emdiği kanın  sindirim artıkları yatak çarşafında koyu lekeler olarak görülebilir.Konağa yalnızca beslenmek için gelen  asalak, daha sonra korunaklı yerlere çekilir. Emdiği kanı sindirmesi günlerce sürebilir. Tahtakurusunun insana hiçbir hastalık bulaştırmadığı sanılmaktadır. Tedavi genellikle belirtilere yöneliktir. Bu böceklerin üredikleri yapılarda bütünüyle yok edilmesi gerekmektedir. Ama kullanılan zehirlere karşı dirençli nesiller geliştiğinden tahtakurusuyla mücadelede de farklı kimyasal maddeler denenmek zorunda kalınmaktadır.Özellikle Yatak tahtakuruları olarak adlandırılan türlerinin hemen hepsi kuş ve memelilerden kan emerek beslenirler. Genellikle geceleri kan emmek için çıkarlar, diğer zamanlarda ışıksız ortamlarda saklanırlar.


Haşere İlaçlama & Dezenfeksiyon Hakkında Daha Detaylı Bilgi İçin Hemen Firmamızın İletişim Numaralarını Arayabirsiniz.

Diğer yazılarımıza’da BLOG sayfamızdan göz atabilir ve haşereler ile ilgili daha kapsamlı bilgi alabilirsiniz.

İNSTAGRAM – FACEBOOK